İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Tıp Fakültesi, Prof. Dr. Cengiz Kuday ve Prof. Dr. İbrahim Yıldırım'ın katılımıyla "Tıp Bayramı" etkinliği düzenledi. Programın sonunda Öğr. Gör. Kenan Keskelen'in bağlama dinletisi eşliğinde Tıp Fakültesi korosu izleyicilerle beraber şarkılar söyledi.
Alev Ofluoğlu Konferans Salonunda yapılan etkinliğe Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Azmi Ofluoğlu, Rektör Yardımcısı Ayşegül Topal Sarıkaya, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Demir Budak, dekanlar, akademisyenler tıp alanının duayenleri ve öğrenciler katıldı.
Sunuculuğunu Fizyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aslı Zengin Türkmen’in yaptığı konferansın açılış konuşmasını ise Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Demir Budak yaptı.
Prof. Dr. Cengiz Kuday, Tıp Bayramı'nda yaptığı konferansta tıbbın insanlık tarihiyle iç içe geçmiş bir meslek olduğunu vurgulayarak önemli noktalara değindi.
Hekimliğin insana dokunma ve onun geleceği için çalışma şansı olduğunu belirten Kuday, mesleğin yüksek ideallerle ve kutsallıkla örtüştüğünü ifade etti.
Ülkemizde hekimlerin, tarihten bugüne, savaşta ve barışta öncü rol oynadıklarına dikkat çekti. İzmir'in işgali protestosundan Cumhuriyet'in ilk yıllarına, hekimlerin toplum için öncü olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin sağlık altyapısının zorluklarla mücadele ettiği dönemlerde, Cumhuriyet'in genç doktorlarının ülke genelindeki sağlık sorunlarıyla baş etmek için canla başla çalıştıklarını aktardı.
Pandemi gibi zorlu zamanlarda da sağlık çalışanlarının özverili çabalarını vurgulayan Kuday, bazılarının hayatlarını ve aile düzenlerini kaybettiğine işaret etti.
Hekim-hasta ilişkisinin önemine değinerek, güvenin temel olduğunu ve hekimliğin sadece bir meslek değil, yaşam biçimi olduğunu belirtti.
Modern tıbbın teknolojik gelişmeleri başarıyla kullandığını ancak hataların da kaçınılmaz olduğunu ve sürekli öğrenmeye açık olunması gerektiğini vurguladı.
Hekimlikte nezaket, empati ve doğru karar verebilme yeteneğinin yanı sıra, sürekli eğitimin de önemine işaret etti.
Eğitimin devamlılığının önemini vurgulayarak, ulusal ve uluslararası kurslara katılmanın bilgiyi artıracağını ve yeniliklerden haberdar olmayı sağlayacağını ifade etti.
Konferansını Nazım Hikmet'in bir şiiriyle sonlandıran Prof. Dr. Cengiz Kuday, yaşamın ciddiyetle alınması gerektiğini ve yapılan her işlemin önemli olduğunu belirterek, kaybedilen her yaşamın bir zaferin kaybı olduğunu hatırlattı.
Prof. Dr. İbrahim Yıldırım, Tıp Bayramı'nda yaptığı konuşmada, Türk tıbbının köklü geçmişine ve modern dönemdeki başarılarına vurgu yaptı. Konuşmasında, Türk Tıbbı'nın kökenlerine değinerek, tarihsel metinlerdeki önemli bulguları da aktardı. Alman araştırmacıların Sincan'da bulduğu 64 adet tabletten bahsederek, Türk tıbbının köklü geçmişini aydınlattı.
Özellikle Türk tıbbının tarihsel gelişimine odaklanarak, önemli isimleri ve eserlerini sıraladı. Ebubekir Zekeriyya Razi'den, Cerrah İbrahim'e kadar birçok önemli ismi ve eserlerini konuşmasında detaylı olarak ele aldı.
Ayrıca, Türk tıbbının çağdaş dönemdeki gelişimine de değindi. 1827'de başlayarak Türk tıbbının modernleşme sürecini adım adım aktardı. Darüşşifaların geliştirilmesi, Fransa'dan ilk yabancı hocanın getirilişi ve Türkçe eğitimin önemi gibi konuları vurguladı.
Prof. Dr. Yıldırım, Türk tıbbının uluslararası alandaki yeri ve yabancı öğrenci sayısındaki artış gibi günümüzdeki önemli gelişmelere de değindi. Sağlık turizminin gelecekteki önemine vurgu yaparak, Türkiye'nin sağlık alanında nasıl bir merkez haline geldiğini aktardı.
Son olarak, hekim olacaklara önerilerde bulundu. Hekimliğin sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir ayrıcalık olduğunu ve bu sorumluluğun bilincinde olmanın önemini vurguladı. Hekimliğin sadece bilgi aktarımı değil, aynı zamanda insan sevgisiyle birleşen bir meslek olduğunu ve bu değerleri korumanın önemini vurguladı.
Programın sonunda Öğr. Gör. Kenan Keskelen'in bağlama dinletisi eşliğinde Tıp Fakültesi korosu izleyicilerle beraber şarkılar söyledi.