HABERLER
Üniversitemiz 2025-2026 Akademik Yılı Açılış Dersini T.C. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç Verdi

Üniversitemiz 2025-2026 Akademik Yılı Açılış Dersini T.C. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç Verdi
İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi 2025–2026 Akademik Yılı Açılış Töreni, Bayrampaşa Yerleşkemizde gerçekleştirildi. Törende T.C. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “İlk Dersimiz Gazze–Filistin” başlıklı konuşmasını yaptı. Rektörümüz Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu ise 21. Yüzyılın tarihe işlenen kara lekesi Gazze-Filistin soykırımına ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.
Bayrampaşa Yerleşkesinde gerçekleştirilen törene T.C. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yanı sıra yargı mensupları, il protokolü, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, basın mensupları ve akademik camiadan kıymetli isimler katıldı.
Tören 2020-2025 yılları arasında adresli Q1, Q2, Q3 ve Q4 indeksli dergilerinde en fazla uluslararası yayın üreterek akademik üretkenlikte derece elde eden akademisyenlerimize Mütevelli Heyeti Başkanımız Dr. Azmi Ofluoğlu ve Rektörümüz Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu tarafından plaketlerinin takdim edilmesiyle başladı. Ardından tören Üniversitemize dereceyle giren öğrencilerin ödül takdimi ile devam etti.
T.C. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç “İlk Dersimiz Gazze-Filistin” konulu verdiği ilk derste şunları söyledi: "Filistin ve Gazze'nin ilk ders konusu olarak seçilmiş olması ve hocamızın da bu konuya önem vermesi çok anlamlı ve o nedenle bir kez daha tebrik ediyorum. Tabii Filistin ve Gazze konusunda aslında konuşulacak söz kalmadı. Maalesef 7 Ekim'den 2 yılı aşkın süredir bir soykırım suçu işlendi ve Filistin'de 68 binden fazla insan Filistinli şehit edildi. Bunun yüzde 80'i kadın ve çocuklardan oluşuyor. 20 bini aşkın çocuk yani her gün bir sınıf dolusu çocuk katledildi. Maalesef dünyanın gözü önünde çocuklar katledilirken kadın katledilirken ne çocuk haklarından bahsedenler, ne kadın haklarından bahseden batılıların hiç sesi soluğu çıkmadı. Adeta oradaki katliama destek verircesine politika izlediler. Soykırımcıları ziyaret ettiler. Soykırımcıları kendi ülkelerinde ağır alkışladılar o soykırım suçunu işleyenlere adeta ortak oldular. Maalesef dünyanın gözü önünde bu gerçekleşti. Türkiye olarak Dünyanın her bir köşesinde, her platformda diplomatik çalışmalarımızı Cumhurbaşkanımızın liderliğinde kararlı bir şekilde sürdürdük. Birleşmiş Milletler kürsüsünden defalarca Cumhurbaşkanımız yaptığı konuşmalarda uluslararası sistemin insanlığın sorunlarını çözmekte yetersiz kaldığını hep söyledik. Söylemeye devam ediyoruz. Dünya beşten büyüktür. Daha adil bir dünya mümkündür derken işte tüm bu sorunlara işaret ediyor"
Bakan Tunç, “Tabii hukuk eğitimi çok önemli. Hukuk meslekleri giriş sınavı başarıda çok belki ölçü olmalıdır. Ama önemli olan o öğrencilere hukuk misyonu kazandırmak onlara adalet duygusunu işlemeli çünkü adalet en önemli kavram en önemli şey Adalet mülkün temelidir. Adalet toplumsal barış ve huzurun teminatıdır. Adalet devletin temelidir. Adalet Hazreti Mevlana'nın deyimiyle her şeyin yerli yerine koymaktır. Tabii ben hukuk devleti dedikçe birileri bundan rahatsız oluyor. Neden rahatsız oluyorlar? Çünkü hukuk devletinden rahatsız olduklarını görüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti hukuk devletidir diye konuşmamın içerisinde söylediğim zaman birileri maalesef çok rahatsız oluyor. Onların hukuk devletinden anladıkları 27 Mayıs hukuk devleti 27 Mayıs Yargısı Adnan Menderes'i ve bakanları asan yargı sistemi. Onların hukuk devletinden anladıkları 12 Eylül gençlerin yaşını büyüterek bir sağdan bir soldan diyerek idama mahkum eden yani onların bağımsız ve tarafsız yargıdan anladıkları 28 Şubat vesayetçilerinin karşısında el pençe durduran, hazır ola geçen yargı sistemi o 28 Şubat'ta üniversite birincisi kızlarımız yaka paça kürsülerden atılırken yargı o atanları soruşturdu mu? Soruşturmadı işte istedikleri yargı o yargı sistemi. Ama bizim hukuk devletinden anladığımız 15 Temmuz darbecilerinden hesap soran yargı yolsuzluktan da hesap soran yargı, hırsızlıktan da hesap soran yargı. İşte o nedenle hazmedilemeyen bu. Aradaki fark bu. Diyorlar ki hukuk devleti hukuka güvenlik, hukuk güvenliği konusunda Türkiye Dünyanın en gerisinde böyle bir kara propagandaya gençler aldanmayın. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yargısı, bağımsız ve tarafsızdır ve o Türkiye'nin üzerinde gösterilen ülkelerden kat kat önde" ifadelerini kullandı.
"Onun bile farkında olmadığı cevherini işleyerek, onu dünyayla tanıştıracak, üniversite hocasının asli görevi budur"
İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu ise akademisyenlere seslenerek öğrencilere bilgi aktarımının önemine dikkat çekti.
Rektör Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu konuşmasında, "Sevgili Hocalarım bu pırıl pırıl gençler, size emanet. Hep konuşuyoruz ya üniversite zorunlu eğitim sonrasının farklı bir ortamıdır. Bilginin bir başka yere aktarıldığı yerdir ama ondan çok daha fazla bir değerdir. Bilginin bilince dönüştüğü yerdir üniversitenin adı. O açıdan bilgiyi üretmekle kalmayacağız. Hiç kuşkusuz, onu bilinç düzeyinde ona şuur kazanması için çaba sarf edeceğiz. Evlatlarımız size emanet. Hoca aynı zamanda sanatçıdır. Sanatçı titizliği ve sabrıyla her öğrencinin içinde olan o cevheri çekip, çıkartacak. Belki onun bile farkında olmadığı cevherini işleyerek, onu dünyayla tanıştıracak, üniversite hocasının asli görevi budur" dedi.
Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu konuşmasında İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesinin akademik başarılarına dikkat çekerek “endeksli dergi ve kitaplarda ulusal iş birliğiyle yayınlanmış yayın oranının en yüksek olduğu üniversiteler arasında 84,4 ile üçüncü oldu. Bu konuda akademik personelimizi tebrik ediyorum. Buda bizim bir başka övünç kaynağımız” dedi.
“Gençlerimiz zalime karşı ses yükseltir”
Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, ''7 Ekimi bir vahşetin, bir katliamın, bir soykırımın başlangıcı sayıyoruz. Çünkü Mayıs 1948’den beri bu zulüm sürüyor. 7 Ekimde başlamadı. Farkındalığımızı öne çıkartacak olursak en önemli husus şudur; yeryüzünün neresinde biz mazlum; din, dil, ırk farkı gözetmeksizin bir zalimin karşısında çile, zulüm çekiyorsa benim üniversitemin genci ona duyarlıdır. Onu bilir. Zalime karşı ses yükseltir. Vicdanını ayağa kaldırır, zihnini tertemiz şekilde vicdanıyla buluşturur ve mutlaka söyleyecek çok sözü vardır. Üniversite aynı zamanda insanlık adına da değer üreten, üretilmiş değerleri koruyan yerin adıdır. Gazze derslerle doludur. Birçok şeyi biliyorduk ama gerçeklerle daha fazla yüzleştik. Uluslararası kurumlar, uluslararası sözleşmeler, uluslararası hukuk… O çocukları, bebekleri kim koruyacak?” diye konuştu.
“Gayri meşru olanın meşru müdafaa hakkı neden vardır?”
Prof. Dr. Hacısalihoğlu sözlerine şöyle devam etti “İsrail burada gayri ahlaki , gayri hukuki ve gari meşrudur. Gayri meşru olanın meşru müdafaa hakkı neden vardır? Uluslararası hukukçular bunu da tartışsınlar isterim. Onun belli bir sınırı vardır. Terör nedir? Kim teröristtir? Kim terör örgütüdür? Tüm bunların da dillerden temizlenmesi gerekir. O açıdan bizim bu yeni akademik yılda özellikle İktisadi ve İdari Bilimler Fakültelerimizin Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümü öğretim üyelerinden ricamdır isteğimdir derslerde bu bilinci istiyoruz.“
Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu “Hani Filistin’li bir çocuğa soruyorlar. Büyüyünce ne olacaksın? Cevap: Filistin’de çocuklar büyümez ki. O çocuk yüreğine bunu nakşedenlerin mutlak suretle bu yer yüzünde hakkettikleri karşılığı bulmaları gerekir. Malcolm X’in bir sözü var. Hani ABD’de siyah direnişinin ırkçılığa karşı hayatıyla ödemiş o büyük aktivistin diyor ki ‘bazı ölüler yaşayanlardan daha yüksek sesle konuşur.’ Kimdir onlar? Şu anda onlar Gazze’deki çocuklardır. Onlar haykırıyorlar biz şehit düştük ama korkmadık. Vatanımızı savunduk, topraklarımızı savunduk yaşam hakkımızı savunduk. Ey yaşayan ölüler sessiz kalanlar, siz de korkmayın. Birazcık onurunuz şerefiniz kıymetliyse sizin için ayağa kalkın. Mazlumları koruyun” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.
Konuşmaların ardından program toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.
Bayrampaşa Yerleşkesinde gerçekleştirilen törene T.C. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yanı sıra yargı mensupları, il protokolü, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, basın mensupları ve akademik camiadan kıymetli isimler katıldı.
Tören 2020-2025 yılları arasında adresli Q1, Q2, Q3 ve Q4 indeksli dergilerinde en fazla uluslararası yayın üreterek akademik üretkenlikte derece elde eden akademisyenlerimize Mütevelli Heyeti Başkanımız Dr. Azmi Ofluoğlu ve Rektörümüz Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu tarafından plaketlerinin takdim edilmesiyle başladı. Ardından tören Üniversitemize dereceyle giren öğrencilerin ödül takdimi ile devam etti.
T.C. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç “İlk Dersimiz Gazze-Filistin” konulu verdiği ilk derste şunları söyledi: "Filistin ve Gazze'nin ilk ders konusu olarak seçilmiş olması ve hocamızın da bu konuya önem vermesi çok anlamlı ve o nedenle bir kez daha tebrik ediyorum. Tabii Filistin ve Gazze konusunda aslında konuşulacak söz kalmadı. Maalesef 7 Ekim'den 2 yılı aşkın süredir bir soykırım suçu işlendi ve Filistin'de 68 binden fazla insan Filistinli şehit edildi. Bunun yüzde 80'i kadın ve çocuklardan oluşuyor. 20 bini aşkın çocuk yani her gün bir sınıf dolusu çocuk katledildi. Maalesef dünyanın gözü önünde çocuklar katledilirken kadın katledilirken ne çocuk haklarından bahsedenler, ne kadın haklarından bahseden batılıların hiç sesi soluğu çıkmadı. Adeta oradaki katliama destek verircesine politika izlediler. Soykırımcıları ziyaret ettiler. Soykırımcıları kendi ülkelerinde ağır alkışladılar o soykırım suçunu işleyenlere adeta ortak oldular. Maalesef dünyanın gözü önünde bu gerçekleşti. Türkiye olarak Dünyanın her bir köşesinde, her platformda diplomatik çalışmalarımızı Cumhurbaşkanımızın liderliğinde kararlı bir şekilde sürdürdük. Birleşmiş Milletler kürsüsünden defalarca Cumhurbaşkanımız yaptığı konuşmalarda uluslararası sistemin insanlığın sorunlarını çözmekte yetersiz kaldığını hep söyledik. Söylemeye devam ediyoruz. Dünya beşten büyüktür. Daha adil bir dünya mümkündür derken işte tüm bu sorunlara işaret ediyor"
Bakan Tunç, “Tabii hukuk eğitimi çok önemli. Hukuk meslekleri giriş sınavı başarıda çok belki ölçü olmalıdır. Ama önemli olan o öğrencilere hukuk misyonu kazandırmak onlara adalet duygusunu işlemeli çünkü adalet en önemli kavram en önemli şey Adalet mülkün temelidir. Adalet toplumsal barış ve huzurun teminatıdır. Adalet devletin temelidir. Adalet Hazreti Mevlana'nın deyimiyle her şeyin yerli yerine koymaktır. Tabii ben hukuk devleti dedikçe birileri bundan rahatsız oluyor. Neden rahatsız oluyorlar? Çünkü hukuk devletinden rahatsız olduklarını görüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti hukuk devletidir diye konuşmamın içerisinde söylediğim zaman birileri maalesef çok rahatsız oluyor. Onların hukuk devletinden anladıkları 27 Mayıs hukuk devleti 27 Mayıs Yargısı Adnan Menderes'i ve bakanları asan yargı sistemi. Onların hukuk devletinden anladıkları 12 Eylül gençlerin yaşını büyüterek bir sağdan bir soldan diyerek idama mahkum eden yani onların bağımsız ve tarafsız yargıdan anladıkları 28 Şubat vesayetçilerinin karşısında el pençe durduran, hazır ola geçen yargı sistemi o 28 Şubat'ta üniversite birincisi kızlarımız yaka paça kürsülerden atılırken yargı o atanları soruşturdu mu? Soruşturmadı işte istedikleri yargı o yargı sistemi. Ama bizim hukuk devletinden anladığımız 15 Temmuz darbecilerinden hesap soran yargı yolsuzluktan da hesap soran yargı, hırsızlıktan da hesap soran yargı. İşte o nedenle hazmedilemeyen bu. Aradaki fark bu. Diyorlar ki hukuk devleti hukuka güvenlik, hukuk güvenliği konusunda Türkiye Dünyanın en gerisinde böyle bir kara propagandaya gençler aldanmayın. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yargısı, bağımsız ve tarafsızdır ve o Türkiye'nin üzerinde gösterilen ülkelerden kat kat önde" ifadelerini kullandı.
"Onun bile farkında olmadığı cevherini işleyerek, onu dünyayla tanıştıracak, üniversite hocasının asli görevi budur"
İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu ise akademisyenlere seslenerek öğrencilere bilgi aktarımının önemine dikkat çekti.
Rektör Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu konuşmasında, "Sevgili Hocalarım bu pırıl pırıl gençler, size emanet. Hep konuşuyoruz ya üniversite zorunlu eğitim sonrasının farklı bir ortamıdır. Bilginin bir başka yere aktarıldığı yerdir ama ondan çok daha fazla bir değerdir. Bilginin bilince dönüştüğü yerdir üniversitenin adı. O açıdan bilgiyi üretmekle kalmayacağız. Hiç kuşkusuz, onu bilinç düzeyinde ona şuur kazanması için çaba sarf edeceğiz. Evlatlarımız size emanet. Hoca aynı zamanda sanatçıdır. Sanatçı titizliği ve sabrıyla her öğrencinin içinde olan o cevheri çekip, çıkartacak. Belki onun bile farkında olmadığı cevherini işleyerek, onu dünyayla tanıştıracak, üniversite hocasının asli görevi budur" dedi.
Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu konuşmasında İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesinin akademik başarılarına dikkat çekerek “endeksli dergi ve kitaplarda ulusal iş birliğiyle yayınlanmış yayın oranının en yüksek olduğu üniversiteler arasında 84,4 ile üçüncü oldu. Bu konuda akademik personelimizi tebrik ediyorum. Buda bizim bir başka övünç kaynağımız” dedi.
“Gençlerimiz zalime karşı ses yükseltir”
Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, ''7 Ekimi bir vahşetin, bir katliamın, bir soykırımın başlangıcı sayıyoruz. Çünkü Mayıs 1948’den beri bu zulüm sürüyor. 7 Ekimde başlamadı. Farkındalığımızı öne çıkartacak olursak en önemli husus şudur; yeryüzünün neresinde biz mazlum; din, dil, ırk farkı gözetmeksizin bir zalimin karşısında çile, zulüm çekiyorsa benim üniversitemin genci ona duyarlıdır. Onu bilir. Zalime karşı ses yükseltir. Vicdanını ayağa kaldırır, zihnini tertemiz şekilde vicdanıyla buluşturur ve mutlaka söyleyecek çok sözü vardır. Üniversite aynı zamanda insanlık adına da değer üreten, üretilmiş değerleri koruyan yerin adıdır. Gazze derslerle doludur. Birçok şeyi biliyorduk ama gerçeklerle daha fazla yüzleştik. Uluslararası kurumlar, uluslararası sözleşmeler, uluslararası hukuk… O çocukları, bebekleri kim koruyacak?” diye konuştu.
“Gayri meşru olanın meşru müdafaa hakkı neden vardır?”
Prof. Dr. Hacısalihoğlu sözlerine şöyle devam etti “İsrail burada gayri ahlaki , gayri hukuki ve gari meşrudur. Gayri meşru olanın meşru müdafaa hakkı neden vardır? Uluslararası hukukçular bunu da tartışsınlar isterim. Onun belli bir sınırı vardır. Terör nedir? Kim teröristtir? Kim terör örgütüdür? Tüm bunların da dillerden temizlenmesi gerekir. O açıdan bizim bu yeni akademik yılda özellikle İktisadi ve İdari Bilimler Fakültelerimizin Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümü öğretim üyelerinden ricamdır isteğimdir derslerde bu bilinci istiyoruz.“
Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu “Hani Filistin’li bir çocuğa soruyorlar. Büyüyünce ne olacaksın? Cevap: Filistin’de çocuklar büyümez ki. O çocuk yüreğine bunu nakşedenlerin mutlak suretle bu yer yüzünde hakkettikleri karşılığı bulmaları gerekir. Malcolm X’in bir sözü var. Hani ABD’de siyah direnişinin ırkçılığa karşı hayatıyla ödemiş o büyük aktivistin diyor ki ‘bazı ölüler yaşayanlardan daha yüksek sesle konuşur.’ Kimdir onlar? Şu anda onlar Gazze’deki çocuklardır. Onlar haykırıyorlar biz şehit düştük ama korkmadık. Vatanımızı savunduk, topraklarımızı savunduk yaşam hakkımızı savunduk. Ey yaşayan ölüler sessiz kalanlar, siz de korkmayın. Birazcık onurunuz şerefiniz kıymetliyse sizin için ayağa kalkın. Mazlumları koruyun” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.
Konuşmaların ardından program toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.